Hac Hakkında Bilgiler
- Hac Örnek Program
- Kabe
- Mescid-i Nevebi
- Ayet Ve Hadisler
- Hac Vizesi Hakkında
- Hac Nasıl Yapılır
- İhram Hakkında
1- Muhallaka Direği Güzel koku saçan yada Mülhika direği olarak bilinir. Peygamber Efendimizin mihrabına bitişik olan direktir. Efendimizin hasretine dayanamayan hurma kütüğü buraya defnedilmiş ve defnedildiği yerden güzel kokular yayılmıştı. Peygamberimizin namaz kıldığı bir yerdir. Malik bin Enes: “Yalnız kılınan namazların en faziletlisinin, bu sütunun dibinde kılınan namaz olduğunu” söyler ve herkese tavsiye ederdi. Halife Harun Reşid’in annesi de safran ve diğer maddelerin karışımıyla yapılan güzel bir kokuyu bu sütuna sürdürmüştür.
2- Hz. Âişe Direği Hz. Âişe validemizin ismiyle anılır. Kıblenin değiştirilmesinden sonra Peygamberimiz on gün burada namaz kıldırmış, daha sonra mihraba geçmişlerdir. Defalarca burada namaz kıldırmışlardır.Âişe validemiz mescid de namaz kılmak istediğinde burayı tercih etmiş ve Efendimizin şöyle buyurduğunu ifade etmiştir: “Mescidimde bu sütünun yanında öyle bir yer vardır ki, insanlar onun faziletini bir bilselerdi, orada namaz kılabilmek için aralarında kur’a çekerlerdi”: bundan dolayı bu direğe Kur’a direği ismi verilmiştir.[6]Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer bu sütunun yanında namaz kılmayı alışkanlık haline getirdiklerinden Muhacirun sütunu da denmekte idi.
3- Tevbe Direği Tevbe yada Ebû Lübâbe direği olarak bilinir. Peygamber Efendimiz, Yahudilerden Benî Kureyza kabilesi ile savaş halindeydi. Bu kabile elçi olarak eski dostlukları sebebiyle Ebû Lübâbe’yi çağırarak istişare ettiler.Peygamberimizin teklifi gereği kaleyi terk etmek veya savaşmak konusunda fikrini sorduklarında, Ebû Lübâbe; Efendimizin emri gereği hisardan dışarı çıkmaktan başka yapacak bir şeylerinin olmadığını söylerken, eliyle de boğazını işaret etmiş, hepsinin boyunlarının uçurulacağını ima etmişti.Ebû Lübâbe hatasını hemen anladı. “Allah’a ve Rasulune ihanet ettim” diyerek pişmanlık içerisinde mescide geldi ve kendini bu direğe bağladı. Onbeş gün direğe bağlı kaldıktan sonra; “Ey iman edenler! Allah’a ve Rasülüne hainlik etmeyin; bile bile kendi emanetlerinize ihanet etmiş olursunuz.”[7] ayeti nazil olmuş, Efendimiz tevbesinin kabul edildiğini bildirmiş ve onu kendi elleri ile çözmüştür.Peygamber Efendimiz nafile namazlarını bu sutunun yanında kılar, sabah namazından sonra bu direğe yaslanır, yeni inen ayetleri ashabına okur, rüya görenlerin rüyasını tabir ederdi.
4- Serir Direği Rasulullah Efendimiz itikaf (kişinin ibadet niyetiyle kendisini bir süre dünya işlerinden ayırarak mescidde Allah’a yönelmesidir.)’a girdiklerinde, hurma dalları ve liflerinden yapılmış hasırını buraya serer, üzerine yastık koyar ve istirahat ederlerdi.
5- Hares Direği Koruma (bekçi) direği yada Hz. Ali direği olarak da bilinir. Peygamberimizin Hâne-i Saadetlerinin kapısının yanındaki direktir. Hz.Ali ve bazı sahabiler Peygamber Efendimizi korumak için burada muhafızlık görevi yaparlardı. “Allah seni insanlardan koruyacaktır”[8] ayeti nazil olunca, Peygamberimizin emri ile burada nöbet bekleyenler bu vazifeyi bıraktılar.
6- Vufud Direği Heyetler sutunu olarak bilinir. Peygamber Efendimiz, kendisiyle görüşmeye gelen heyetleri burada kabul ederdi. Ashabın ileri gelenleri de burada toplandıklarından buraya Meclis-i Kılâde yada Gerdan Meclisi denirdi.
7- Teheccüd Direği Peygamberimizin Ramazanın son on gününde İtikaf’a girdiği ve teheccüd namazlarını kıldığı yerdir. Maksurenin içinde kaldığı için dışardan görülmez. 1481 de çıkan yangında eski sutunlar kısmen veya tamamen yanmış, yerlerine yeni direkler konularak üzerlerine Sultan III. Selim’in emri ile isimleri yazdırılmıştır.
ALLAH-U TEÂLÂ (C.C) ŞÖYLE BUYURDU:
Evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle” (Hac 26)
HADİSLER
- Allah rızası için yola çıkmak.
- Başındaki imama ve başkana itaat etmek.
- Sevdiği malından Allah rızası için kardeşlerine ikram etmek.
- Yol arkadaşlarıyla iyi geçinmek, onlara yumuşak davranmak.
- İbnu Abbas (r.a) anlatır: “Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki:”Kim hacc yapmak isterse acele etsin. Çünkü olur ki insan hastalanır (bineği) kaybolur, (gitmeye mani) bir iş zuhûr eder.”
- Müftülükten “XXX Yılı Hac’cı İçin Acenta Kayıt Yaptırabilir” Belgesi
- En az bir yıl geçerli pasaport, (Boş Vize Sayfalı, Seyahat tarihi itibari ile 10 Yıldan eski olmayan pasaport)
- Nüfus Cüzdanı arkalı önlü fotokopisi
- 2 adet 4 x 6 ebadında beyaz fon ile çekilmiş vesikalık fotoğraf
- Eşi ile gidenlerin evlilik cüzdanı fotokopisi veya vukuatlı kayıt örneği
- Menenjit Aşısı Kartı
- 45 Yaş altında yanlarında erkek mahremi ile gidecek (baba, öz amca, öz dayı öz abi v.b.) bayanların nüfus kayıt örneği ve Muvafakatname ve taahhütname gerekmektedir.
- 45 Yaş altından yalnız gidecek bayanlar yanlarından gerçek erkek mahrem olmadıkça seyahate katılamazlar Anne veya Baba Pasaportuna kayıtla çocuklar mutlaka resimleri yapışmalı ve mühürlenmelidir.
Muvafakatname Örneği:
İhrama girmek haccın şartıdır. İhrama girmeden hac yapılamaz. Hac için İhrama, “hac ayları” içinde girilir. Hac ayları, Şevval ve Zilkade ayları ile Zilhicce ayının ilk on günüdür. Bu aylar, hac menasikinin başladığı ve devam ettiği aylardır. Temettü hac’cı için ilk önce umre yapılır. İhrama girmeden önce kalpten temettü haccının yapılacağı geçirilir. Sonra ihrama girilir. İhramın Sünneti niyeti ile iki rekât namaz kılar.
1. Rekâtta Kafirun
2. Rekâtta İhlâs surelerini okur.
Umreye niyet eder. Umrenin niyeti şöyledir: ‘Allahım ben umreye niyet ettim, onu bana kolaylaştır ve onu benden kabul eyle.’der ve telbiye getirir. “Lebbeyk, Allahümme lebbeyk. Lebbeyke lâ Şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n ni’mete leke ve’l-mülk, lâ Şerîke lek” “Allahım, senin emrine sözüm ve özümle tekrar tekrar icabet ettim, emrine boyun eğdim. Sana ortak yoktur. Emir ve davetine gönülden ve sadakatle icabet ettim. Senin eşin ve ortağın yoktur. Şüphesiz ki hamd de nimette sana mahsustur. Mülk senindir. Bütün bunlarda senin eşin ve ortağın yoktur” diyerek telbiye getirir. Niyet ve telbiyenin yapılmasıyla ihrama girilmiş ve “İHRAM YASAKLARI” başlamış olur.
İhram, hac ve umre dışında yapılması mubah olan (koku sürünmek, tırnak kesmek, tıraş olmak gibi) bazı şeyleri kendisine haram kılmaktır. Bu da niyet etmek ve telbiye ile gerçekleşir. Bu ihramla hac veya umre başlamış olur. İhrama girmek için elbiselerimizi çıkarırken: “Ya Rabbi! Ben üzerimdeki elbiseleri çıkarabiliyorum ama günah kirlerimi çıkaramıyorum. Onları da sen rahmetinle üzerimden at ya Rabbi” diye kalbinden geçirir. İhram elbisesine bürünürken: “Ya Rabbi! Ben edep yerlerimi kapatıyorum ama günah ayıplarımı kapatamam. Onları da sen rahmetinle kapat ya Rabbi” der. Kefene sarılan bir ölü gibi. Ölü bir şey yapamadığı gibi ihramlı da bir kılını dahi koparamaz. Ameliyathaneye alınan hasta artık evinden ve yakınlarından uzak tutulur. Ona ameliyat hazırlığı yapılır ve ameliyat elbiseleri giydirilir. İhram bu manada manevi ameliyat için giydiğimiz ameliyat elbisemizdir.
İhrama Nasıl Girilir?
İhrama, “Niyet” ve “Telbiye” ile girilir. “Niyet” ve “Telbiye” ihramın rükünleridir. Bunlar olmadan ihrama girme gerçekleşmez. Niyet “Allah’ım umre yapmak istiyorum. Bunu kolaylaştır ve kabul eyle” diye niyet edilir. Telbiye (Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk, innel hamde ve’n-ni’mete leke ve’l mülk lâ şerike lek) demektir. “Allah’ım! Davetine icabet ediyorum. Emrine boyun eğiyorum. Bütün varlığımla sana teslim oldum. Senin hiçbir ortağın yoktur. Tekrar tekrar davetine icabet ediyorum. Şüphesiz hamd sana mahsustur. Nimet senindir mülk de senin… Senin hiçbir ortağın yoktur.”
Böylece niyet edilip telbiye söylenince ihrama girilmiş olur. Ancak ihrama girmeden önce, sünnet ya da müstehap olarak yapılması gereken hususlar vardır. İhrama girerken bunlara da riayet edilmelidir. Buna göre: İhrama girmek isteyen kimse, ön hazırlık olarak tırnaklarını keser. Gerekiyorsa koltuk altı ve kasık kıllarını temizler, saç ve sakal traşı olup bıyıklarını düzeltir. Mümkünse gusleder. Bu gusül temizlik amacıyla yapıldığı için özel durumda olan bayanlar da guslederler. Gusül mümkün olmadığında abdest alır. Varsa güzel koku sürünür. Giymekte olduğu normal giysilerini ve iç çamaşırlarını (atlet ve kilotunu) çıkarıp, sadece “izar” ve “rida” denilen iki parça ihram örtüsüne sarınır. Başını açar, çoraplarını ve ayakkabılarını çıkarır. Terlik ve benzeri şeyler giyer. Bayanlar normal kıyafetlerini değiştirmezler. Bundan sonra, kerâhat vakti değilse iki rek’at “ihram namazı” kılar. Namazdan sonra yukarıda belirtildiği şekilde niyet eder. Arkasından da yüksek sesle telbiye söyler. Bayanlar telbiye söylerken seslerini yükseltmezler. Niyet ve telbiye’nin yapılmasıyla ihrama girilmiş ve “ihram yasakları” başlamış olur. İhrama giren kimseye, ihramlı olduğu sürece “muhrim” denir.
Kadınların İhramı İhrama girme konusunda kadınlar da erkekler gibidir. Ancak kadınlar normal elbise ve kıyafetlerini değiştirmezler. Çorap, ayakkabı ve eldiven giyebilirler. Başlarını örterler. Fakat yüzlerini açık bırakırlar. Telbiye ve tekbir getirirken, dua ederken seslerini yükseltmezler. Özel hallerinde bulunan kadınlar ihrama girerken şu hususu dikkate almalıdırlar: Şayet adetleri bitmeden Arafat’a çıkmak zorunda kalacaklarsa, ifrad haccına niyet etmelidirler.
İhrama Nerede Girilir?
Mekke çevresinde ihrama girmek için belirlenmiş noktalar vardır. Bunlardan her birine “mikat” denir. Mikat sınırlarının dışından hacca veya umreye gelenler bu sınırları ihramsız olarak geçemezler. Buna göre: a. Doğrudan Mekke’ye gidecek olan hacı adayları, uçaklar Cidde’ye indiği ve Cidde de mikat sınırları içinde bulunduğundan, uçağın kalkacağı havalimanında veya evlerinde ihrama girerler. Gerektiğinde uçak mikat sınırını geçmeden uçak içinde de girilebilir. Ancak pratikteki zorluğu sebebiyle uçakta ihrama girme tercih edilmemelidir. b. Hacdan önce Medine’ye gidecek olan hacı adayları, Medine’de kaldıkları evlerde veya Mekke yolu üzerinde Medine’ye 11 km. uzaklıkta bulunan “Zül-Huleyfe” (Ebyâr-i Ali)’ de ihrama girerler. Hac veya umre yapacak olanların mikat sınırını ihramsız olarak geçemeyeceklerini belirtmiştik. Mikat sınırını ihramsız olarak geçtikten sonra ihram giyenlere ceza gerekir. Bu durumda olanlar henüz hac ve umre ile ilgili görevlerden birini yapmadan, herhangi bir mikat sınırına dönerek yeniden ihrama girerlerse ceza düşer.
İhram Yasakları İhrama giren kimse için bazı iş ve davranışlar yasaktır. Bunlara “ihram yasakları” denir. Bu yasaklar ihrama girildiği andan, yani niyet ve telbiye anından itibaren başlar, ihramdan çıkıncaya kadar devam eder. İhramlı kimsenin “ihram yasakları” na uyması vaciptir. Yasakları ihlal edenlere, yasağın çeşidine ve ihlal biçimine göre değişen cezalar gerekir. İhramlı için yasak olan şeyler şunlardır: Cinsel ilişkiye girmek veya sevişmek, öpüşmek, oynaşmak…. Gibi cinsel ilişkiye götüren davranışlarda bulunmak. Şehevi duyguları tahrik edici şeyleri konuşmak. Tırnak kesmek, saç sakal tıraşı olmak, vücudun herhangi bir yerindeki kılları koparmak veya kesmek, saç sakal ve bıyıkları yağlamak, boyamak, saçlara biryantin veya jöle sürmek, kadınlar oje ve ruj kullanmak, vücuda veya ihram örtüsüne koku sürmek ve parfüm kullanmak. Elbise giymek, başı ve yüzü örtmek, eldiven, çorap, topuklu ayakkabı giymek. Kadınlar normal giysilerini çıkarmazlar. Ancak ihram süresince yüzlerini açık bulundururlar.
Harem denilen bölgenin (Mekke ve çevresinin) bitkilerini kesmek, koparmak. (Harem bölgesinin bitkilerini kesmek, koparmak ihramsız olanlar için de yasaktır.) Başkalarına zarar vermek, kavga etmek, sövmek, kötü söz ve davranışlarda bulunmak.
İhramlı için şunlar yasak değildir:
İhramlının yıkanması, kokusuz sabun kullanması, diş fırçalaması, diş çektirmesi, kırılan tırnağı ve zarar veren bir kılı koparması, kan aldırması, iğne yaptırması, yara üzerine sargı sardırması, kol saati, yüzük ve bilezik takması, kemer kullanması, omuza çanta asması, yüzü ve başı örtmeden üzerine battaniye, pike ve benzeri şeyler alması, palto ve benzeri giysileri giymeksizin omuza alması yasak değildir.
İşte, usulüne göre ihrama giren hacı adayları, ihram yasaklarına riayet ederek, telbiye, tekbir, tehlil ve salâvat-ı şerife söyleyerek, Mekke’ye ulaşırlar. Harem bölgesine ulaştıklarından dolayı dua ederler. İsteyenler Dua kitabındaki Mekke’ye Girişte Okunabilecek duayı okuyabilirler.
Evlere yerleşip dinlendikten sonra fazla vakit geçirmeden telbiye ve tekbir getirerek Harem-i Şerif’e giderler. Kâbe’yi görünce telbiyeyi kesip tehlil ve tekbirlerle dua ederler. Daha sonra “Umre tavafı” nı yaparlar.